MELTEM KARAKAŞ
(ESKİŞEHİR) – Eskişehir’de sendikalardan oluşan 1 Mayıs Komitesi, vatandaşları mitinge davet etti. KESK Eskişehir Dönem Sözcüsü Umut Özge Yılmaz, “İktidar partisinin milletvekilleri ıstakoz yediği sofraları sosyal medya hesaplarından paylaşıp, yarım milyon değerinde saatler takarken; emekliler, emekçiler açlığa mahkum ediliyor” dedi.
TÜRK İŞ, DİSK, KESK, TMMOB ve Eskişehir Bilecik Tabip Odası’ndan oluşan Eskişehir 1 Mayıs Tertip Komitesi, İsmet İnönü Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. 1 Mayıs Tertip Komitesi adına açıklayı okuyan KESK Eskişehir Dönem Sözcüsü Umut Özge Yılmaz, tüm işçi ve emekçileri Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleşecek olan 1 Mayıs Mitingine davet etti.
“ÜRETENLERİN TOPLUMSAL ZENGİNLİKTEN ALDIĞI PAY AZALIYOR”
Umut Özge Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Yılın 365 günü ezilen, sömürülen, horlanan, yok sayılan milyonlar 1 Mayıs alanlarında kendilerini ifade eder; taleplerini, umutlarını, tepkilerini omuz omuza paylaşır. 1 Mayıs, tüm değerleri üreten işçilerin, emekçilerin bugüne dair itirazlarını ve yarına dair hedeflerini ifade ettiği bir gündür. 1 Mayıs alanları yüz binlerin birbirlerine ve tüm dünya işçi sınıfına yüzünü döndüğü ve elini uzattığı alanlardır. Bugün işçi sınıfının, emekçilerin sesine, sözüne, gücüne hem dünyada hem de ülkemizde her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. Bugün dünyanın dört bir yanında hakları için, adalet için, demokrasi için, barış için mücadele eden işçilerin, emekçilerin, gençlerin, kadınların sesleri 1 Mayıs meydanlarında buluşacak. Tüm dünyada işçi sınıfı sayısal olarak hızla büyürken, ücretli emek yaygınlaşırken; biz üretenlerin toplumsal zenginlikten aldığı pay azalıyor. Sermayeyi emek sömürüsü de doyurmuyor. Doğa, sermayenin sınırsız yağmasına açılıyor; yetmiyor, savaşlarla milyonlar yerinden yurdundan ediliyor. Başta işçi sınıfı olmak üzere tüm insanlık sermaye düzeninin bu ağır tahribatına ses çıkarmasın diye baskıcı rejimler destekleniyor.
“VEKİLLER ISTAKOZ YİYİP YARIM MİLYONLUK SAAT TAKIYOR”
Kapitalizm ve onun en vahşi biçimi olan neoliberalizm bugün dünya halklarına daha fazla sömürü, daha fazla eşitsizlik, daha fazla yağma, daha fazla yıkım ve yarattıkları bu cehennemin bekçisi olarak daha fazla otoriter rejim vaat ediyor. Bu korkunç hikayenin en kötü, en ağır süreçlerinden biri ülkemizde yaşanıyor. Bugün burada memleketin içinde bulunduğu hali uzun uzun anlatmaya, sorunların hepsini sıralamaya elbette ihtiyaç yok. Karşı karşıya olduğumuz hakikat belli. İnsanca çalışmamız ve insanca yaşamamız bir yana, hayatta kalmamızı bile sağlamaktan çok uzak bir düzenle karşı karşıyayız. İktidar partisinin milletvekilleri ıstakoz yediği sofraları sosyal medya hesaplarından paylaşıp, yarım milyon değerinde saatler takarken; emekliler, emekçiler açlığa mahkum ediliyor. BİSAM Mart 2024’te açlık sınırını 16 bin 646 TL, yoksulluk sınırını 57 bin 578 TL olarak açıkladı. Ancak ülkemizde asgari ücret açlık sınırının biraz üzerinde, emekli maaşları açlık sınırının çok altında.
“MEMLEKETİN TÜM DEĞERLERİNİ ÜRETEN MİLYONLARI YOKSULLAŞTIRDILAR”
İşçiden alıp patronlara verdiler, fakirden çalıp zenginin kasasını doldurdular, dar gelirliden alıp rantiyeye kaynak aktardılar, rant için kentleri ve doğayı betona boğdular, doğal afetleri felakete çevirdiler. Patronlar sermayesini büyütmek için doğayı harap ederken, işçiler madenlerde, toprak kaymalarında can verdi. Şirket gibi yönettikleri ülkede salgında, depremde, ekonomik krizde en ağır bedelleri biz ödedik ama onların geliri de serveti de katbekat büyüdü. Memleketi şirket gibi yönetenler, bu memleketin tüm değerlerini üreten milyonları yoksullaştırdılar, güvencesizleştirdiler, geleceksizleştirdiler. Güvencesiz çalışmayı hemen her alanda hakim hale getirdiler, bizlerin işini, ekmeğini iktidarın ve patronların insafına terk etmeye çalıştılar. KHK’ler ile çalışma hakkını gasp ettiler, Anayasa’yı rafa kaldırdılar, mahkeme kararlarını uygulamadılar. Hak, hukuk tanımadılar. Memlekette, hak aramayı, sendikalı olmayı, grev yapmayı engellediler, üstelik bu yaptıklarıyla övündüler. Ama yine de başaramadılar. İşçiler işine, aşına, ekmeğine sahip çıktı; gençler geleceklerine. Haklarını savunan kamu emekçileri, iyi hekimlikten vazgeçmeyen hekimler, bilimi ve tekniği halkın çıkarları için kullanan mühendisler susmadı, susmayacak. Kadınların eşitlik ve özgürlük taleplerini, şiddete karşı mücadelemizi hiçbir şiddetle bastıramadılar. Doğasına ve kentine sahip çıkanların önünü alamadılar. Adalet, barış, kardeşlik ve eşit yurttaşlık mücadeleleri dimdik ayakta.
“CUMHURİYET MEYDANI’NDA BİRLİK OLACAĞIZ”
Nasıl bir dünya, nasıl bir memleket, nasıl bir gelecek istediğimizi; umutlarımızı, taleplerimizi, haklarımızı 1 Mayıs meydanlarında buluşturacağız. Büyük bir çoğunluğu ücret gelirleriyle yaşamını sürdüren nüfusuyla ülkemizin demokratik yeniden kuruluşunun ancak ve ancak işçi sınıfıyla, emekçilerle mümkün olduğunu 1 Mayıs meydanlarında haykıracağız. Bu ülkenin tüm değer ve güzelliklerini üreten biz işçilerin, emekçilerin yöneten olduğu bir düzen kurma irademizle Cumhuriyet Meydanı’nda birlik olacağız. 1 Mayıs birliktir. 1 Mayıs dayanışmadır. 1 Mayıs mücadeledir. 1 Mayıs gelecektir. Bu ülkenin gerçek sahipleri olarak geleceğimize sahip çıkacağız.”
GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024SPOR
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024GÜNDEM
27 Aralık 2024